Modanın kalbi , tarih , lezzet , doğa , kültür ve sanat .... Bütün bu özellikleri modernleştirilmiş ancak tarihi de bir o kadar güzel bir biçimde korunmuş olan bir şehri tanıyarak tecrübe etmek istiyorsanız tam olarak aradığınız yerde olduğunuzu söyleyebilirim . Tarihi açıdan çok eskiye dayanan hatta Konstantin'in hristiyanlığı serbest kıldığını ilan ettiği şehirdir .


ÖNEMLİ TURİSTİK NOKTALAR : 



Milan Katedrali  (Duomo di Milano ) : 

     Gotik tarzın en önce gelen belki de en denilebilir eseri olan Duomo di Milano'nun yapımı neredeyse 600 yıl sürmüş, 40.000 kişilik devasa bir kapasiteye sahip olan katedral meydanda olmasının avantajı ile her turistin ilk noktası oluyor. Mimari açıdan gerçekten fazlasıyla başarılı olan katedralin sivri ucunda Meryem heykelinin bulunması da şahsen bir hayli ilgi çekici. 







Galleria Vittorio Emanuele II : 


    Vakti zamanında Duomo'dan La Scala adlı tiyatro binasına ulaşım amaçlı yapılmış ve dünyanın en eski alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyan Galeri , günümüzde lüks restoranların ve alışveriş dükkanlarının kalbi olarak işlev görüyor. Kendisine yakışır bir şıklıkta mimariye sahip olmasına karşın adeta tarihi bizlere hissettiriyor. Duomo ve La Scala 'nın da hemen bitişiğinde yani merkezde olması insanların bu noktaya kesinlikle uğramasına etki ediyor. Milano'nun diğer Avrupa şehirlerinden biraz daha pahalı bir hayat sunuyor olmasının ve lüks modacılığın söz konusu olmasının handikapı olarak içeride bizleri biraz daha pahalı bir yaşamın beklediğini belirtmeliyim.
   
  







Castello Sforzesco , Milano Kalesi  : 


      Galeazzo Visconti II tarafından 1300'lü yıllarda savunma amaçlı yapılmış bu kale  günümüzde turistlerin uğradığı , içerisindeki müzeleri dolaşabildiği bir yapı halini almış. Sade ve tarihi olduğunu belli eden bir bahçeye ve avluya sahip olması da başka bir özellik katmış diyebilirim. Kaleye girişin ücretsiz olması da bu noktayı daha cazip kılıyor , ancak tabii müzeler için almamız gereken farklı bilet tarifeleri mevcut. 







 Santa Maria delle Grazie 

       
       ''The Last Supper'' diyerek sorduğumuzda İtalyanlar tarafından çok anlaşılmayacak olup ''Museo del Cenacolo Vinciano'' dediğimizde ise bizleri elimizden tutup kapının önüne kadar götüreceklerinden şüphe duymamamız gereken yerdeyiz. ''Son Akşam Yemeği'' adlı Da Vinci şaheserini görebileceğimiz bu eski klise tarihi açıdan da sanat açısından da çok önemli bir merkez olma özelliği gösteriyor.

   





  

Teatro alla Scala:   


      Tarihi boyunca çok özel anlara eşlik etmiş bu devasa opera binası , Mozart ile arasında büyük bir rekabet barındıran Antonio Salieri'nin Europa Riconosciuta'sına dahi ev sahipliği yapmıştır. . Büyük bir yangın geçiren ve tekrar inşa edilen bina , adeta Milano'nun kültür sanat merkezi konumundadır. Sayısız aktivite ve opera imkanı sunmasından dolayı sizlere de böyle bir tecrübe yaşamanızı öneriririm.
   
 





Brera Bölgesi :


      Bölge aslında eski Milano'nun günümüze kadar bir çöp dahi atılmadan taşınmış hali olduğu için, içerisindeki sıralanmış restoranlarda zamanda biraz daha geriye gitmek tam anlamıyla mümkün . Doğal ve mimari olarak harika bir görsellik sunmasının yanı sıra müthiş İtalyan tatlarını denemek için de harika bir alana sahip.








Navigli Bölgesi


     Aslında Da Vinci tarafından ulaşımı rahatlatmak amacıyla açılmış bir kanal olan Navigli, günümüzde iki tarafında da cadde boyu sıralı restoran ve barların yer aldığı ve Milano'nun en canlı ve uğrak noktalarından birisidir . Genelde akşamları 6.30'dan sonra başlayıp geceye kadar devam eden kendine has bir yöntem barındırıyor; mekanlarda sadece içkilerin fiyatını ödeyip içerisinde bulunan açık büfelerden sınırsız olarak yemek yiyebiliyoruz. Romantik görüntüye sahip olan kanal kesinlikle uğrayıp pişman olmayacağınız bir nokta.






Ulaşım:


     Metro hatlarını kullanarak Navigli , Brera , ve merkez dahil çok sayıda bölgeye gidebilecek oluşumuzdan dolayı en rahat ve kolay ulaşım aracı olarak metroyu kullanabilirsiniz. Tek bilet 1.50 Euro olup 10 Bilet 13.90 Euro olarak satın alabiliyoruz.




      Milano Lezzetleri: 

     


Risotto :

   Belki de birçok yerde Risotto adı altında sipariş edip tatmış olabileceğiniz bu yemek , aslen Milano Bölgesi'ne ait. Bu nedenle sunum ve tat konusunda çok daha farklı bir tecrübeye neden olacağından şüpheniz olmasın.







Panzerotti : 

    

  İtalyan kültüründe aperatif olarak önemli bir yer edinmiş ve hamur kızartmasına benzeyen bir tat olarak panzerotti birçok şekilde ve ekstra tat ile Milano'da Luini adında meşhur olmuş dükkanda bizleri bekliyor. 3 Eurodan başlaması da müşterilerin kapıdaki kuyruğuna neden oluyor. 












Konaklama:


  Milano yukarıda bahsettiğim gibi diğer Avrupa şehirlerinden biraz daha maliyetli olduğu için,merkezde kaldığımız yer biraz pahalı olabilir .Merkezde kalmak için 2 ay önceden yer ayırtmış ve 27 Euro vermiş olmamdan dolayı bu konudan şikayetçi olamayacağım ancak yine de fiyat aralığının uçsuz bucaksız olduğunu belirtmekte fayda var. 
    
  

Arrivederci !



Yorumlar

Popüler Yayınlar